Kanser hem dünya hem ülkemiz için ölümnedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine bakıldığındadünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise her 5ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir.
Kanser başlıca; tütün kullanımı, yüksek bedenkütle indeksi (fazla kilolu ya da şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakirbeslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve alkol tüketimi gibi başlıca beşdavranışsal ve beslenme ile ilgili risk faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysayine günümüz şartlarında kanserlerin yaklaşık üçte birinin, risk faktörlerindenkaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerinin uygulanması yoluylaönlenebilir durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygunşekilde tedavi edilmişse birçok kanserin iyileşme olasılığının da yüksek olduğubilinen bir gerçektir.
Dünya Kanser Günü, gerek kanser konusundafarkındalığı ve eğitimi artırarak gerekse dünyanın her yerindeki hükümetler ilebireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak her yıl milyonlarcaönlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Dünya Kanser Günü; yankıuyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık günü ile sınırlı kalmayarak dahasonraki günlerde de sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan birkampanyadır.
İlk olarak 2005 yılında ülkemizin de yakınişbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC)tarafından düzenlenen Dünya Kanser Günü etkinlikleri, izleyen yıllarda her yılın 4 Şubat günü UICCve işbirliğindeki kuruluşlarla birlikte küresel düzeyde yürütülen kampanyalarlageleneksel hale getirilmiştir.
Bakanlık olarak benimsediğimiz farkındalıkmesajımız “Kanserden korunmak herkesin hakkıdır.Siz de kanserden korunmak ve kendinize uygun taramaları yaptırmak için;Toplum Sağlığı Merkezlerine (TSM) bağlı olarak hizmet veren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve EğitimMerkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’nebaşvurabilirsiniz”. Ulusal Kanser Tarama Programları hakkında daha detaylıbilgi Kanser Dairesi Başkanlığına aitweb sitesinde mevcuttur. Ayrıca burada HangiTarama Bana Uygun? uygulaması ile hangi kanser türünde taramayaptırabileceğiniz ve en yakın taramamerkezleri haritada gösterilmektedir.
Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü ve DünyaSağlık Örgütü gibi kanser alanında yoğun çalışmaları bulunan uluslararasısaygın kuruluşlar, her bireyin, küçük yada büyük eylemlerinin, uzun vadeli, olumlu değişimlere yol açacağını ifadeederek kanserleri önleme yolunda kişilere şu risk faktörlerinden kaçınmaçağrısında bulunmaktadır:
- Sigara ve dumansız tütün ürünlerini de içeren tütün kullanımı
- Fazla kilolu veya obez olmak
- Düşük meyve ve sebze alımını içeren sağlıksız beslenme
- Fiziksel aktivite eksikliği
- Alkol kullanımı
- Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu
- Hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet
- İyonlaştırıcı ve ultraviyole radyasyon maruziyeti
- Kentsel hava kirliliği
- Katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı
Tütün kullanımı, kanser gelişimi yönünden en önemli risk faktörü olupkansere bağlı ölümlerin yaklaşık \"’sinden sorumludur. Akciğer kanserinin yanısıra özefagus, mesane, böbrek, pankreas, mide, serviks (rahim ağzı)kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen tütün kullanımı, hangi yaşta olursaolsun terk edildiğinde kişinin yaşam kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlıbir fark yaratmaktadır. Bu risk faktöründen kaçınmada en önemli stratejiler;özellikle genç yaştaki bireylerin maruziyetinin engellenmesi, hangi yaştaolunursa olunsun bırakma yönünde irade beyanında bulunanların ilgili sigarabırakma merkezlerine yönlendirilmesi, dumansız olması nedeniyle herhangi birrisk içermediği gibi yanlış algıya neden olan elektronik sigara gibi ürünlerinriskinin anlatılarak toplumda bilincin yükseltilmesine yönelik eğitselfaaliyetlerin gerçekleştirilmesi olacaktır.
Obezite ve kanser ilişkisine dair yapılmış çok sayıda epidemiyolojikçalışma obezitenin kansere neden olmasının yanı sıra kanser tedavisine yanıtınazalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına ve artmış ölüm oranlarına nedenolduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlıklı birkiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla bağırsak, meme, rahim,yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, safra kesesikanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Yaşam tarzıdeğişiklikleri (örneğin günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler, liften zengin meyvesebze ağırlıklı beslenme gibi) ile kansere karşı anlamlı risk azaltımısağlanması mümkündür.
Sindirim ve boşaltımsisteminin farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi, kanser gelişim riskiniazaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda önlenme şansınasahiptir.
Dünya genelinde en sıkizlenen kanser türü olan cilt kanserine yönelik alınacak önlemler (Güneşin ultraviyole ışınlarına maruziyetiazaltacak şekilde uygun şapka, gözlük, güneş kremi, koruyucu giysilerkullanılması, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin en yoğun hissedildiğisaatlerde doğrudan bunlara maruz kalınmaması gibi) ile anlamlı risk azaltımısağlanabilmektedir.
Kansere yol açabildiğiispatlanmış kimi kanserojenleremaruziyetin söz konusu olduğu meslek gruplarında çalışanların iş sırasındakoruyucu bariyer (maske, tulum, önlük, eldiven gibi) kullanması da kanseriönlemede önemli bir strateji olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç itibariyle; kansereyol açabileceği kanıtlanmış risk faktörlerinin farkına vararak, bunlardankorunmada bireysel ve toplumsal temelde yapılacaklar konusunda bilgilenerek,önleme çabalarını kararlılıkla sürdürerek, ileri dönemlerde daha büyük birtoplumsal yük haline gelmesi beklenen kanserle savaşımda önemli kazanımlar eldeedileceğine şüphe yoktur.
Kanser hastalıklarının herbir tipinin kendine göre etyolojisi, risk faktörleri, tanı ve tedavi yöntemlerivardır. Bu yüzden erken tanı ve tarama stratejileri de kanser tiplerine göredeğişmektedir. Bazı kanser tipleri için tarama önerilirken bazı kanser tipleriiçin önerilmemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü; meme,rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserlerinde vakaların erken evrelerdeyakalanmasına yönelik toplum tabanlı tarama programları önermekte ve buçalışmaların bütüncül bir kanser kontrol programının parçası olması gerektiğinibelirtmektedir.
Ülkemizde DSÖ önerileridoğrultusunda 2008 yılından itibaren kayıt, önleme, tarama ve tedaviçalışmalarını bir arada barındıran Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında;meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına vehastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir.
Ülkegenelinde kanser taramaları; Birinci Basamak ve 2.-3. Basamak SağlıkKuruluşlarında, Toplum tabanlı ve fırsatçı taramalar şeklinde yapılmaktadır.
Kırsal ve dezavantajlıgruplarımıza illerimizdeki mobil tarama araçları ile de tarama hizmeti verilmektedir.
Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser Tarama programımızda,
Meme kanseri taraması; 40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir kez klinikmeme muayenesi yapılmakta, 2 yılda bir mamografi çekilmektedir.
Rahimağzı kanseri taraması; 30- 65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile yapılmaktadır.
Kalın bağırsak kanseri taraması; 50-70 yaş arasındaki kadınve erkeklere 2 yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) yapılmakta, 10 yıl dabirde kolonoskopi önerilmektedir.
Tarama sonrasında pozitif yada şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarınayönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleriikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır.
Ülkemizde hem taramaları artırmak hem de sağlık okuryazarlığı konusunda vatandaşlarımızı bilgilendirmek üzere 81 ilde kanserfarkındalık çalışmaları yapılmaktadır.